T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. (ASP.NET_SessionId) |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresini ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” 11. maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından Türkiye’nin yöresel ürünlerini dünyaya tanıtmak, Ankara’yı bu ürünlerin ticaret ve ihracatının merkezi haline getirmek amacıyla 28 Mart Cuma günü “Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi” düzenlendi.
ATO Congresium’da gerçekleştirilen zirvenin açılışına Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Faruk Özlü, Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkci, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Sayın Fahri Kasırga, Ankara Valisi Sayın Ercan Topaca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran ve çok sayıda davetli katıldı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Faruk Özlü, “Coğrafi İşaretler Zirvesi”nde olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek başladığı konuşmasında şunları kaydetti: “Bu zirvenin Ankara için, Türkiye için hayırlı olmasını diliyorum. Bu zirveyi gerçekleştiren ATO ve tüm yatırımcılara teşekkür ediyorum. Coğrafi İşaret Koruması gerçekten az önce de bahsedildi, son derece önemli bir konu. Ancak bu konunun ne yazık ki zaman zaman yanlış veya eksik anlaşıldığını da görüyoruz. Coğrafi işaret koruması, sadece kültürel ve yerel değerlerin korunmasından ibaret bir husus olarak algılanıyor. Oysa diğer sınai mülkiyet hakları gibi coğrafi işaret koruması da ekonomik boyutu olan ciddi bir konu. Bu konuya ilgimiz romantik bir ilgiden ibaret değildir. Ekonomik ve rasyonel açıdan şehirlerimizi geliştirmek, bölgesel kalkınmayı hızlandırmak açısından da bu konuyu çok önemsiyoruz.”
Bugünün ekonomisinde en önemli kavramların, en değerli varlıkların başında fikri ve sınai mülkiyet haklarının geldiğini ifade eden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü: “Bu hakları elinde bulunduranlar, birçok önemli fırsata ve avantaja sahip oluyorlar. Patentler, markalar veya tasarımlar, genellikle bir kişiye, bir ekibe, bir üniversiteye veya bir firmaya ait oluyor. Coğrafi işaretler ise bütün bir bölgeye, bütün bir şehre ve hatta bir ülkeye ait olabiliyor. Her ne kadar küreselleşme ile tüketici tercihlerinin standartlaştığı düşünülse de özellikle son zamanlarda tüketicilerin geleneksel ve yerel ürünlere olan ilgisi artıyor. Coğrafi işarette o ürünün gerçekten de o coğrafyada ve geleneksel prensiplere uygun bir şekilde üretildiğini teminat altına alıyor. Bu özellikleri sebebiyle bu işarete sahip ürünler, pazarlara daha yüksek fiyatlarla girebiliyor. Bazı ülkeler, coğrafi işaretli ürünlerden çok ciddi gelirler elde ediyor. Örneğin Fransa’nın gıda endüstrisinde yaptığı ihracatın yaklaşık yüzde 30’u coğrafi işaret tescili olan ürünlerden oluşuyor.” dedi.
Ülkemizde, son yıllarda coğrafi işaret konusunda bir farkındalık oluştuğunu gördüğünü ifade eden Bakan Özlü konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu anda tescil edilmiş ürün sayımız 204’tür. İnceleme aşamasında olan başvuru sayısı ise 302’dir. Değerli kardeşlerim bu sayılar yeterli değil. Bizim yaptırdığımız bir araştırma, 2 bin 500 civarında ürünün coğrafi işaret tescili alabilecek bir potansiyel taşıdığını ortaya koyuyor. Bu konudaki farkındalık arttıkça, doğru orantılı bir şekilde tescilli ürün rakamlarının da artacağına inanıyorum. Ülke içindeki tescil sayısı kadar Avrupa Birliği’nde geçerli olan tescil sayısının önemine de dikkat çekmek istiyorum. AB genelinde tescil edilmiş ürün sayısı 5 bin civarındadır. Türkiye’den ise sadece üç ürün; Aydın inciri, Antep baklavası ve işlemleri tamamlanmak üzere olan Malatya kayısısı bu listeye dâhil olabilmiştir. AB’deki tescilli ürün sayımızı artırmak da hem oda ve STK’larımızın hem yerel yönetimlerimizin hem de bizim üzerimize düşen bir borç ve vazifedir. Coğrafi işaret tescilinin kâğıt üzerinde kalmaması gerekiyor. Başarı kriterimiz, tescil ettirdiğimiz ürün sayısıyla sınırlı kalmamalıdır. Başarı kriterimiz bunun ötesine geçmeli, coğrafi işaret tescilini ekonomik faydaya dönüştürmek olmalıdır. Ekonomik faydaya dönüştüremediğimiz bir coğrafi işaret tescili kâğıt üzerinde kalacaktır ve hiç kimseye esaslı bir fayda getirmeyecektir. Yani işimiz, tescil işlemlerinin tamamlanmasıyla bitmiyor. Aslında esas iş, tescil aşamasından sonra başlıyor. Bu konuda da birlikte hareket etmemiz önem taşıyor.”
Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 10 Ocak 2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğini belirten Bakan Özlü: “Bu kanun ile coğrafi işarete konu olabilecek yöresel ürünlerimizi daha etkin bir şekilde koruyabilmek için önemli düzenlemeler yaptık. Öncelikle Coğrafi İşaretler Dairesini tesis ederek müstakil bir yapı ile bu konunun üzerine yoğunlaşmayı hedefledik. Ayrıca başvuru süreçlerinde 9-10 bin lirayı bulan ilan masraflarını ortadan kaldırarak coğrafi işaret tescilini ucuzlattık. 6 ay olan yayım süresini 3 aya indirerek tescil sürecini kısalttık. Bu önemli kanunun uygulama yönetmeliğinin birkaç gün önce yürürlüğe girdiğini de hatırlatmak istiyorum. Tabii iş, yasalarla bitmiyor. Bundan fazlasını da yapmak, sahaya inmek gerekiyor. Türk Patent ve Marka Kurumumuz, bu açıdan önemli etkinlikler gerçekleştiriyor. 21 Mart’ta 1. Ulusal Coğrafi İşaretler Buluşması etkinliğini gerçekleştirdik. Bu programda 81 ili Ankara’da topladık. Bunun dışında ayrıca biz de illerimize giderek şehirlerimizdeki paydaşlarımızla toplantılar gerçekleştiriyoruz. Mart ayında Diyarbakır’da, bu ay içinde ise Hatay, Adana ve Hakkâri’de coğrafi işaret seminerlerini gerçekleştirdik. Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu ile birlikte sınai mülkiyet haklarının tamamında hem nicelik hem de nitelik olarak yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizdeki patent, marka, tasarım, faydalı model ve coğrafi işaret tescilinin her geçen gün arttığını göreceğiz. Daha da önemlisi bunların ekonomiye daha fazla girdi sağladığına, katma değeri artırdığına hep birlikte şahit olacağız. Türkiye’nin yüksek gelir seviyesindeki bir ekonomiye dönüşmesi bu tür alanlarda yapılacak hamlelerle gerçekleşecek. Değerli misafirler konuşmamın sonunda şehirlerimizi, şehirlerimizdeki belediyeleri, STK’ları, odaları, bu konuda daha hassas olmaya, birlik içinde hareket etmeye ve Türkiye’deki coğrafi işaret belgesine sahip ürünleri hep birlikte artırmaya davet ediyorum. Bu önemli etkinliği gerçekleştiren ATO’ya ve katılım sağlayan tüm dostlarımıza teşekkür ediyor, sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum.” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi”nde yaptığı konuşmaya bu önemli bir zirveye ev sahipliği yapan Ankara Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı ve yönetimini kutlayarak başladı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci konuşmasında şunları kaydetti:
“Türkiye’de önemli gördüğümüz ve gelişme alanı olan coğrafi işaretli ürünler zirvesinin Ankara’da toplanması ve bu zirveyle ortaya çıkacak sonuçların uygulamaları bakımından gerçekten bizleri heyecanlandırıyor. Bizim ülkemiz için coğrafi işaretli ürünler çok ama çok önemlidir. Çünkü bizde coğrafi işaretli ürün sayısı Avrupa Birliği’nin toplamından daha fazladır. Dünya pazarlarında coğrafi işaretli tescilli ürünlerin eş değerli, diğer ürünlere göre %2.2 kat daha pahalıya satılıyor. Yöresel ürünlerin coğrafi işaretli ürünler kategorisine girmesi ve teknik bir hale gelmesi için buradaki gibi fuarlara dönüşmesi çok çok önemlidir. Ülkemiz yöresel ürünler bakımından gerçekten çok önemlidir. 81 vilayete baksan, onlarında ilçelerine baksan onların tamamında coğrafi işaretli ürünlere konu olabilecek ürünler olduğu görülüyordur. Ama burada şuna dikkat etmek gerekir. Yöresel ürünlerle, coğrafi işaret almış ürünleri birbirimizden ayırmamız gerekiyor. Özellikle değerli kardeşlerim pekmezimizden, peynirimize kadar sayılamayacak kadar çeşitli ürünlerimiz vardır. Her yöreye özgü ürünlerle karşılaşabiliyoruz. Ancak belirli bir bölgeden kaynaklanan bir ürünü sadece o bölgede bulunan, bulunabilecek karakteristik özellikleri bulunan hat ve işaretler, coğrafi işaretlerdir. Bunlar tarım ürünleri olabildiği gibi, sanayi ürünleri de olabilir, yöresel yemeklerden oluşan anonim değerler de olabilir. Bir ürünün coğrafi işaret almış olması özellikle kaynağının karakteristik özelliğinin değil kalite özelliğini de garanti altında aldığının da tescilidir. Bu yönüyle ürünler için bir nevi kalite kontrol özelliği de olabilir. Özellikle bu ürünlere coğrafi işaretli ürünlere gençlerimizin sahip çıkması gençlerimizin geleneği geleceğe taşıması bakımından da çok önemli. Bizim kültürümüzün çok zengin olduğunu vurgulayan Bakan Bülent Tüfenkci: “Bu kültürü geleceğe taşımak da siz gençlerimizin ne kadar önemli olduğunu ve bu anlamda da gençlerimizin bu ürünlere sahip çıkması da her şeyden önemli. Biz yerliyi koruma adına, yerliyi geliştirme adına, bilgiyi geliştirme adına her türlü tedbiri ve teşviği alacağız. Sadece yöresel ürünleri üretmek yetmiyor. Coğrafi İşaretleri tanınan ürünleri artmış olmak yetmiyor, onları marka haline getirmeniz lazım, tanıtmamız lazım. Sadece belli bir coğrafyanın insanlarının tanıdığı ürünlerin tüketildiği noktadan çıkartıp bütün dünyanın tadabileceği, bütün dünyada marka olabilmiş ürünler üretmemiz lazım. Dolayısıyla değerli kardeşlerim her yöresel ürünün her marka gibi bir hikâyesi olmalı. Bu hikâyeyi o yörenin insanları yazacak. 16 Nisan’da ülke olarak yerli ve milli bir dönüşüm gerçekleştirdik. Bu değişim ve dönüşümle Türkiye’yi de marka haline getirmek, Türkiye markasını büyütmek istiyoruz. Dolayısıyla biz bu anlamıyla ‘Coğrafi İşaretler’ noktasında, yöresel ürünler noktasında sizlere her türlü desteği vermeye hazırız. Özellikle bu ürünlerin markalaşması konusunda, bu ürünlerin ticarileşmesi yönünde atacağınız her adıma Bakanlık olarak biz desteğimizi verdik vermeye de devam edeceğiz. Özellikle yedi coğrafyamızda bulunan her ürünün tadını, karakterini ortaya koyma noktasında, endüstriyel hareketini ortaya koyma noktasında gerekli desteği veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Ürünleri markalaştırdığımızda burada bizim turizme de ciddi anlamda destek vereceğimize inanıyoruz. Niğde’nin patatesini biz yöresel anlamda geliştirdiğimizde ona destek verir ve oraya turistlerin gelmesine katkıda bulunur. Bu duygu ve düşüncelerle katılımlarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
“Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi”nin ülkemize, milletimize, Ankara’mıza hayırlar ve başarılar getirmesini dileyerek konuşmasına başlayan Ankara Valisi Sayın Ercan Topaca: “Hedefimiz daha gelişmek, daha büyümek; ülkemize, milletimize daha çok yararlı olmak, insanlığa faydalı olmak, daha çok hizmet etmektir. Tabii bunun değişik durumları var. Bunlardan bir tanesi de ‘Coğrafi İşaretli Ürünler’ dediğimiz yerel ürünlerimize sahip çıkmaktır. Buna sahip çıktığımız zaman öyle tahmin ediyorum birçok faydasını hep birlikte yaşayacağız. Bugün bilmediğimiz, görmediğimiz birçok ürünümüzü, bu işareti aldığı zaman çok daha kolay pazarlayacağız. İnsanlar bu ürünleri tanıyacak, bizim bu ürünlerimize güvenecek. Bir taraftan da geleneksel ve kültürel değerlerimizi, ürünlerimizi yaşatmış olacağız. Yine bu ürünlere sahip çıkmak, coğrafi işaretli ürünlerin sayısını artırmak rekabet gücümüzü de artıracaktır; markalaşmayı artıracaktır, fiyat puantajlarını artıracaktır. Bu zirveyi biz önemsiyoruz; Ankara olarak önemsiyoruz, Türkiye olarak önemsiyoruz. Buradaki bütün bu organizasyonda emeği geçen kurumlar olarak önemsiyoruz. Dolayısıyla buna kafa yorulması, bunun üzerinde çalışılması, unutulmuş ama ekonomik değeri olan, kültürel değeri olan ürünlerimizi ortaya çıkarıp piyasaya sürmek, ticarileştirmek ve insanlığın hizmetine sunmak bizim için bir görevdir. Bu duygu ve düşüncelerle ‘Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’nin bir kez daha hayırlı olmasını diliyor, bu organizasyona katkı veren bütün bakanlıklarımızı, kurum ve kuruluşlarımızı ve özellikle Ankara Ticaret Odasını ve yönetimini tebrik ediyor tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum.” dedi.
Açılışta konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da organizasyonda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şöyle konuştu: “Ülkemizin farklı değer ve zenginliği açısından çok önem verdiğimiz ‘Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’nde sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu zirveyi düzenleyen ATO’ya ve değerli Başkanına, Meclis Başkanı’na, tüm meclis üyelerimize huzurlarınızda saygıyla selam ediyorum. Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent Tüfekçi bu zirvenin ev sahiplerinden bir tanesi ve camiamızın içinden çıkmış birisi, camiamızın bakanı olarak bu toplantıda ev sahibi Sayın Bakanımız göreve geldiğinden bu yana müthiş bir anlayışla çalışıyor. Dilimizde çok güzel bir söz var: ‘İstişare eden yanılmaz.’ diye. Bakanımızın en önemli özelliği istişare anlayışıdır. Yaptığı her işi konunu her iki tarafıyla özel sektörle istişare ederek yapıyor. Kendi işi gibi sahipleniyor. Son dönemde yapılan ekonomik reformların en önemli mimarlarından biri. Her zaman yanımızda. Bu günümüzde de yalnız bırakmadı. Bu anlayışından dolayı camiamız, sektörümüz adına yürekten teşekkür ediyorum.”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: “Bir diğer sahibimiz ise Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Faruk Özlü, kendisi bürokratlığından bu yana çok yakından tanıyorum. Son yıllarda milli, askeri teknolojinin gelişmesinde çok büyük katkısı var. Milli tank, milli savaş gemisi, insansız hava aracı projelerinde çok önemli roller üstlendi. Özel sektör çok yakından tanıyor, her zaman da destek veriyor. Şimdi yeni sanayi hamlemizin yüksek teknolojiye geçişimizin de mimarı olacak.” dedi.
Coğrafi işaretin önemine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu: “Lale kimin diye sorsak dünyada hiç kimse ‘lale bizim’ demez. Lale kimin? Lale Hollanda’nın ama anavatanı Türkiye. Anadolu coğrafyası. Biz malımıza sahip çıkmadık, adamlar sahip çıktılar ve yılda 1 milyar avro para kazanıyorlar. Yoğurt, 35 yıl önce Avrupa’ya, Amerika’ya gittiğimde Yoğurt bilen yoktu, meyveli yoğurdu bilen yoktu. Şimdi meyveli yoğurdu bütün dünyaya onlar satıyorlar. Ne yaptılar ‘Coğrafi İşaret’ aldılar. Yoğurdun anavatanı yoğurdun mayasını üretemiyor, yoğurdun mayasını biz ithal eder hale kadar geldik. Coğrafi işaret yoğurduna, lalene sahip çıkmak demektir. Allah bize petrol, doğal gaz vermemiş ama iki tane önemli unsur vermiş. Allah’a şükür müthiş bir girişimci ruh ve müthiş bir coğrafya vermiş. Birçok zenginliğimiz var bu coğrafyada Türkiye'nin müthiş bir girişimci ruh ve coğrafyaya sahip olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Türkiye'nin her yöresinin, her ilçesinin kendine has bir peyniri var ama 'peynir' deyince akla Fransa geliyor. Bu yüzden yöresel ürünlerimize sahip çıkmak için coğrafi işaret almamız lazım. Bunun için Bilim Sanayi Bakanlığımızın bünyesinde faaliyet gösteren özellikle patent ve marka kurumumuz bu işte öncülük ediyor. Bütün Türkiye’de de Odalar ve Borsalar birliği 365 Oda ve Borsa kendi yöresel ürünlerine sahip çıkıyorlar. Gaziantep’in baklavası, Aydın’ın inciri, Malatya’nın kayısısı başta geliyor. Bu toplantı vesilesi ile herkesin şunun farkına varması gerekiyor bizim en büyük zenginliğimiz, kendi kültürel zenginliğimiz. Atalarımızdan kalan zenginliğimiz. Eğer bunlara sahip çıkarsak bunlar para, zenginlik demektir.". ifadelerini kullandı.
‘Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi’nin açılışında konuşan Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, kırsal kalkınmaya büyük katkıda bulunacağına ve ekonomiye ivme kazandıracağına inandığı zirve boyunca coğrafi işaret konusunun tüm yönleriyle ele alınacağını söyledi. Küresel ölçekte coğrafi işaretli ürün pazarının 200 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığını dile getiren ATO Başkanı Gürsel Baran, Avrupa Birliği ülkeleri için söz konusu pazarın yaklaşık 55 milyar avro olduğunu kaydetti. Baran, coğrafi işaretli ürünlerin uzun yıllar Türkiye’nin gündeminde yer alacağının altını çizerek zirveyi; belirli bölgelere ait ürünleri tanıtmak, pazar oluşturmak ve sadece bu ürünlerden oluşan bir ihtisas fuarını ülkeye kazandırmak amacıyla düzenlediklerini belirtti. Coğrafi işaretli ürünlerin marka ve patent gibi belli bir firma ya da kişiye ait ürünler olmadığına işaret eden Baran: “Yöresel ürünlerimizi tüm dünyaya tanıtalım, üreticimizin emeğini kıymetlendirelim. Bu ürünleri ihraç ederek ülkemize daha fazla döviz kazandıralım.” diye konuştu. Baran, Türkiye’nin yöresel ürünler bakımından zengin bir ülke olduğunu vurgulayarak “Fransa'nın ünlü Comte peyniri İtalya'nın sofrasında nasıl kendine yer buluyorsa bizim Kars kaşarımız, Kayseri pastırmamız, Afyon kaymağımız da aynı sofrada yer almalı.” ifadelerini kullandı. Türkiye’de 2 bin 500’ün üzerinde coğrafi işaret alabilecek ürün bulunmasına karşın bunlardan sadece 200’ünün tescillendiğine dikkat çeken Baran, Ankara’yı coğrafi işaretli ürünlerin ticaret merkezi haline getirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Zirve toplantısı toplu fotoğraf çekiminin ardından yapılan açıkoturumlarla devam etti.